logo

MÜHENDİSLİKTEN RESTAURANTCILIGA ve OTELCİLİĞE UZANAN YOLCULUK

Bodrum yarımadasında kurulan işletmeler kurulduğu günden bugüne biriktirdiği hikayelerle kendine özgü tarihini yaratmıştır.

Bodrum’un her köşesinde bir efsane, her mahallesinde bir hikâye gizlidir. Bu yazımızda böyle bir hikâyeyi barındırıyor. Hikâyenin kahramanları olan Mustafa & Serpil Türkoğlu çiftine geldikleri şehri, gelme sebeplerini, Bodrum’da yaşamı sorduk onlarda içtenlikte yanıtladılar.

Kısaca kendinizden bahsedin; niçin bodrum?

Bodrum’a Samsundan geldim. Makina Mühendisiyim. Isıtma soğutma ve Havalandırma taahhütleri yapan bir firmam var.

Buraya gelmemdeki en büyük sebep; çocukları üniversiteye kaydettirdiğimizde, hanımla şöyle bir oturup düşünerek karar aldık. Dedik ki ”çocuklar üniversiteye başladılar, bitirip iş güç sahibi olduklarında artık Samsun’a gelemezler. Öyle bir yere yerleşelim ki, çocuklar , orayı görmeye geldiklerinde bizi de görsünler, bizde onları görelim. Sonunda Bodrum’da karar kıldık ve 2000 yılında yokuşbaşı mahallesinde bir ev aldık. O zamandan beri çocuklarımız bütün tatillerini burada yanımızda geçiriyorlar. Aslında gelme sebebimizde buydu.

Otelciliğe nasıl başladınız?

Önce Hilton genel müdürlüğünden emekli  ,oturduğumuz sitede komşumuz olan Demir Bey ile birlikte Gündoğan’da bir restaurant açmıştık ve bu restaurant çok tanınan popüler bir hale getirdik. Sonrasında da Gündoğan’da bir arsa  alıp konut mu yapalım, otel mi yapalım derken, Mekanik tesisatlarını iyi bildiğim için sektöre bir aşınalığım vardı , sonunda otel yapıp hanımla birlikte işletmeye başladık. 2014 yılında  20 Haziranda açılış yaptık.Sonrada otelcilik okulu mezunu Mevlüde hanımı müdür olarak yanımıza alınca, kadromuzu tamamlamış olduk.

2014’te açıldık demiştiniz, o tarihten bu yana bir çok sıkıntılı durum ve olay oldu, nasıl ayakta kaldınız?

Açtığımızdan bu yana tabiri caizse ”bir uzay saldırısı olmadı”. Patlamalar oldu, darbe girişimi oldu, referandum oldu, bu süre içinde biz ayakta kalmanın yolunu buraya gelen misafirlerimizi, geriye daha mutlu göndermekte bulduk. Dedik ki mutlu ayrılırlarsa tekrar gelirler.Booking.com kapandığından beri, otelimizde ağırladığımız misafirlerimizin hepsi eskiden gelip memnun kalıp, tekrar gelenlerden oluşuyor ki bu da bizim hedefi tutturduğumuzun göstergesidir.

Biz otel işletmeciliğini bilmiyorduk, BODER ve BOYD’un vermiş olduğu eğitimlerle kendimizi geliştirmeye çalıştık. Samsun’da evimiz bahçe içindeydi ve hemen hemen her gece misafirlerimiz olurdu, orada da kendilerini büyük bir misafirperverlikle yedirir, içirir, eğlendirir yolcu ederdik. Otelimizde de aynı şeyi yapıyoruz bir farkla, burada üzerine parada alıyoruz, aslında tek değişen bu oldu. İnsanları mutluluğunu hissetmek, hikâyelerini dinlemek ve sonunda buradan güleryüzle uğurlamak hala işimizin en keyifli parçası.

Booking.com’un kapanmasına tepki verenlerden biriydiniz, bu kapanma sonrasında büyük bir portföy kaybınız oldu mu?

Şimdi, biz ana yol kenarında veya deniz kıyısında bulunan bir işletme değiliz. Bizim tanınmamız nerdeyse tamamen sanal alemde ki reklamlar ve hakkımızda yazılan yorumlar sayesinde oluyor. Booking.com’da yorumlardan gelen puanımız çok yüksek olduğu için bodrumda otel arayan insanların bize ulaşması kolay oluyordu. Rezervasyonda booking.com’un oranı  yüksek olmasa da oradan bizi görüp gelen insanların payı yüksekti. Dolayısıyla booking.com kapanınca biz de sürüncemede kaldık. Alternatif fikirler ararken BOYD başkanı Serdar Karcılıoğlu beyefendiye ulaşarak bize sosyal medya konusunda bir eğitim verilmesi teklifinde bulundum, kendisi de sağ olsun 7-8 günlük bir süre içerisinde bunu bize sağladı. Biz de bu eğitimden öğrendiklerimizi uygulamaya başladık ve  bunun faydalarını gördük, mesela 460 olan sosyal medya takipçi sayımız 1700 civarına ulaştı. Bir takım küçük kampanyalar ve özel gün organizasyonları yaparak insanlarla iletişimimizi güçlendirdik. Tabi hedeflediğimiz şeyler hemen olacak işler değil, zamanla olacak şeyler. Şimdilik yavaş ve emin adımlarla ilerliyoruz diyebilirim.

2017 yılı turizm sezonundan beklentileriniz nedir?

Biz bu yörede 3 aylık bir turizm yapıyoruz,  bu 3 aylık turizmi 12 aya yayabilmemiz lazım, yani artık kış sezonumuzda olabilmeli, ben bununla ilgili fotoğraf derneklerine yazı bile yazdım, ”bizim böyle bir otelimiz var, şu kadar kişi ağırlayabiliyoruz, hizmetlerimiz bunlar.” İTÜ mezunları için özel bir kampanya yaptım, kendim ALARKO bayisi oldugum için ALARKO holding personeline özel bir kampanya yaptım, mail attım. Yani kışında misafir ağırlayabilmek için aklıma gelen yolları deniyorum ve buna da devam edeceğim. Ancak kışın insanların buraya gelebilmesi için bizim dışımızdaki kişi ve kurumlara da işler düşmekte, mesela kışında yollarımızın zemini ve aydınlatması iyi olmalı, ulaşımımız yazın ki rahatlığa yakın olmalı, uçak seferleri olmalı.

Mesela ben tesisi her şeyiyle hazır hale getiriyorum ama Ankara’dan buraya haftada 3 kez uçak seferi var ki nasıl gelecek bu insanlar. Alaçatı Ot festivali yapıldı, kuşadasına kadar doluluk oldu ki kuşadası alaçatı’ya 1,5 saatlik mesafede. Bizim her koyumuz ayrı bir alaçatı.Burada, biz de festivaller yaratmalı ve uygulamaya koymalıyız, esnaf 3 günlük festivalde neredeyse 1 aylık giderini sağladı. Burada Gündoğanlı gençlerin düzenlediği şarap-sucuk gecesi vardı, bu dönem güvenliğin sağlanamayacağı dolayısıyla iptal edildi, bu duruma gelmemiz maalesef çok üzücü ve düşündürücü. Diğer yandan Yunan adaları diye bir olgu var ki dillere pelesenk olmuş, merak ettik hanımımla birlikte atladık gittik, vallahi biz burada daha iyiyiz, turistler burada daha rahat dolaşabilmekte, lakin burada saat 20.00 dedin mi Bodrum  Gündoğan dolmuş seferleri duruyor, kışın da zaten doğru düzgün sefer bile yok, yani insanları buraya bekliyoruz ama nasıl gelecekler, ulaşımı neyle sağlayacaklar.

Bakın turizm potansiyelimiz düşüyor;  bizim ise Belediye, BOYD, BODER ve Ticaret Odası olarak turizmi desteklememiz ve dahası da elele verip hep beraber ayağa kaldırmamız gerekiyor. Bodrum dünyanın merkezi, benim Bodrumla ilgili bir sözüm var ”Tüm Türkiye İstanbul’a çalışıyor, İstanbul ve dünyadaki tüm Türkler ise Bodrum’a çalışıyor” Bodrum İstanbul’un ikinci adresi gibidir. Gelen insanları ürkütmeden, memnun ederek buraya çekecek bir takım etkinlikler arayıp bulacağız, başka yolu yok bunun.

Buradaki tek profesyonel sizsiniz ve ilk geldiğinizde burada ki tek profesyonel olmanın zorluklarını yaşadınız mı?

Mevlüde Hanım; Otelcilik mezunuyum ve buradaki tek profesyonelde benim ama bu yeterli olmuyor, çok profesyonellik yahut çok amatörlükte bir işe yaramıyor fakat hem amatörlük hem profesyonellik olunca çok daha başarılı olunabiliyor. Bu anlamda burada da bir zorluk yaşadığım söylenemez, zaten daha evvel gerek okul dönemim gerekse okul sonrasında farklı kategoriler de 5-6 yıllık bir tecrübem olmuştu, burası benim 2. adresim oldu, buraya ilk geldiğimde Mustafa bey ve Serpil hanım beni, diğer misafirlerimizi karşıladıkları gibi karşıladılar. Sanırım ilk olumlu izlenimim ve sonrasında ki sinerjimiz oradan gelişti. Sonuç olarak başladık ve birlikte devam ediyoruz, umuyorum ki sonuna kadar da birlikte gidebiliriz. Ben profesyonel olarak işin teknik kısımlarıyla ilgilenirken Mustafa bey ve Serpil hanım ise amatör ruhla ve sıcakkanlılıkla gelen misafirlerimizi karşılıyorlar, bu şekilde olunca da gayet pozitif bir havamız oluyor ve olumlu eleştiriler alıyoruz.

Aynı şeyi bir profesyonel olarak size de sormak isterim; geçmiş yıllarda yaşanan olumsuzlukları göz önüne alarak 2017 yılı turizm sezonundan beklentileriniz nedir?

Geçmiş yıllarda bir takım olumsuzluklar olduğu doğrudur ancak, 19 mayıs tatilindeki 3 günlük sürede olan hareketlilik umut verici ve okullar kapandıktan sonra da daha olumlu şeyler olacağına inanıyorum, ancak düşündüğümüz hedeflere yaklaşırmıyız bilemiyorum. Türkiye geçmiş yıllarda yaşadığı olumsuzlukları sezon içerisinde tekrar yaşamadığı takdirde güzel şeyler olacağına inanıyorum.

#

SENDE YORUM YAZ